1965 yılının karlı bir kış günü, 16’sındaki gencecik bir kızla
kendinden 30 yaş büyük bir adamın aşklarının meyvesi olarak
dünyaya gözlerini açmıştır. Aralarındaki sevda o kadar büyüktür ki,
babası Bedii Çapa, altıncı karısı Gürnar’ın Ezo Gelin çorbasına olan
tutkusu nedeniyle hayatına yeni bir yol açar. Çünkü o sıralarda hazır
Ezo Gelin çorbası diye bir şey yoktur ve çiftimiz her gece çorba
içmek için bir kebapçıya gitmek zorundadır. Mekanda karısını
yönelen bakışlardan rahatsız olan Bedii Bey, eşinin evde rahat rahat
çorba içebilmesi için hazır çorbayı keşfeder ve Türkiye hazır
çorbayla tanışır…
Daha çocuk yaştaki bir annenin ve yaşını başını almış bir babanın
kendisine olan aşırı düşkünlüğünden dolayı şımarık ve yaramaz
olarak büyüyen İzzet, ilkokulu Şair Nadim’de bitirir. Fransız Koleji
mezunu annesinin “Komşuların çocukları Robert Kolej’i kazandı”
cümlelerine rağmen o hiçbir okulu kazanamaz ve son anda kapağı
Beşiktaş Atatürk Lisesi’ne atar. Hayatta ne kadar BAL’lı olduğunu
anlaması aynı döneme rastlar. Fakat özellikle okulun son senesinde
devrimci derneklerle olan bağlantıları yüzünden birçok kez annesi
ve babası tarafından siyasi şubeden kurtarılmak zorunda kalınır.
Üzerinden yeşil parkasını ve botlarını hiç çıkarmayan İzzet -ki hala çıkartmıyor-, onun üniversiteye girmesinden umudu kesen ailesiyle barışı Boğaziçi İşletme’ye kazanarak sağlar.
Ama makus talihi onun peşini üniversite yıllarında da
bırakmayacaktır. “Ya ben bunları zaten biliyorum ki” diyerek bildiğini
zannedip girmediği derslerden kalmaktan başı döner. Boğaziçi’nde
geçirdiği sekiz senede dört kez kovulup, üç kez de öğrenci affıyla
dönmesiyle Guinness Rekorlar Kitabına girmeye aday olur. En
nihayetinde de Deniz Gökçe’nin dersinden ‘F’leyerek okulla ilişkisi
sonsuza kadar kesilir.
Akademik kariyerinde gösterdiği bu üstün başarısını özel hayatına
da taşır ve ailesine ait iş yerinde tanıştığı assolist ile 23 yaşında
evlenir ama bu evlilik sadece üç yıl sürer.
Üniversiteden kovulunca o dönemin en gözde mesleklerinden biri
olan videoculuğa de el atan İzzet’in meslek hayatına aslında
eğlence sektörünün duayenleri olan abileri Ahmet ve Celal Çapa
yön verir. Onları kıskandığı için açtığı Dedikodulu Cafe ve
Meyhane’yle girdiği sektörde farkında olmadan über bir yolculuk
başlatmıştır.
O günlerde yolda karşılaştığı Deniz Gökçe’nin boynuna sarılıp
“Hocam size teşekkür borçluyum. Sayenizde üniversiteden kovulup
meyhaneci oldum ama inanın ki çok para kazanıyorum” der.
Dedikoduluyla başlayan ve kendisinin nefret ettiği tabirle ‘eğlence
dünyasının dahi çocuğu’ olarak 20 yıldır devam eden ÇapaMarka
Entertainment Group serüveninde 60’dan fazla mekan ve markaya
imza atmıştır.
Lise yıllarında İmece Dergisi için Çetin Altan ve Ahmet İsvan’la
yaptığı röportajlardan aldığı zevk, içinde ukte olarak kalan İzzet,
kırkından sonra ‘gazeteci’ olmaya karar verir. Hala kariyerden gelen
gazeteciler tarafından eleştirilen bariyerden gelen gazeteci kişiliğine
önce Sabah, ardından HaberTürk, son olarak da Hürriyet’te röportaj yapıp, köşe yazıları yazmıştır.
Medyadan sıtkı sıyrılan İzzet, keni takım arkadaşlarıyla ÇapaMag adında 19 alt kategoriden oluşan haber platformu kurdu.
Mesleği sorulduğunda title’ını “Ne iş olsa yaparım!” diyerek
açıklayan Çapa, bir ara televizyon sektörüyle de flörtleşip,
ekranların İzzet Paşa’sı olarak SkyTürk 360 ve TV8’de talk show
programları yapmıştır. En son programında kafayı kırıp canlı
yayında elindeki kartonetleri havaya fırlatan İzzet, o gün bugündür
hiçbir televizyon kanalından gelen teklifi kabul etmemiştir. Zaten hiç teklif de gelmemiştir. Bunun üzerine kendi kendine yaptığı offer’la ÇapaMag TV YouTube kanalını kurup, Sacit Aslan ile Beraber ve Solo Serzenişler adından 49 Bölüm süren talk show yapmıştır.
Bakalım kahramanımız İzzet’i bundan sonra neler bekliyor olacak!
“İletişim” başlığıyla ilgili içerikleri görüntüle
Giriş
Canlı yayınları izlemek için lütfen giriş yapın.
E-posta adresiniz veya şifreniz hatalı. Lütfen tekrar deneyiniz!